İniş Sırası: 19
FİL SURESİ
Sure No: 105
Bismillahirrahmanirrahim
Esirgeyen, Bağışlayan Allah’ın Adıyla…
1. Görmez misin, Rabbinin; seni koruyup- kollayanın, güç sahiplerine nasıl yaptığını? 35
35 (19:1-5) Bu Sure ihtiva ettiği “fil” kelimesi nedeniyle, İslam öncesinde geçtiği sanılan bir olayla ilgili olarak yorumlanmış ve bu inanış binlerce yıldır da devam edegelmiştir. Gerçek olup olmadığı kesin olmayan söylentinin hikâyesi şöyle: Ebrehe ismindeki bir adam, fillerden oluşan bir orduyla, Kâbe’yi yıkmaya gelir. İslam öncesi Mekke müşriklerinin Kâbe’yi koruyacak güçleri yoktur. “Biz kendi malımızı mülkümüzü koruyalım, Kâbe’nin sahibi de kendi evini korur” derler. Nihayet, Allah evini korumak için fillerle Käbe’yi yıkmaya gelen Ebrehe ve fillerden oluşmuş ordusunun üzerine ebabil kuşlarını gönderir. Onlar da attıkları pişirilmiş mermi gibi taşlarla, Ebrehe’nin güçlü fil ordusunu yanmış bir ekin tarlasına çevirirler(!) Böylece İslam öncesi müşriklerin koruyamadığı Kâbe’yi, Allah kendisi korumuş oluyor(!) İşte bu surenin anlamlandırılması, bu hikâyeye dayandırılarak yapılmış, Kur’an ayetlerinin anlatmak istediği hedefinden saptırılmıştır.
Ama ne hikmetse, Peygamber İslam’ı tebliğ ederken ona karşı çıkan müşriklerin, Peygamber’in vefatından sonra, Emeviler zamanında aralıklı olarak iki defa Kâbe’yi yerle bir ettikleri sabittir. Bir tanesi meşhurdur. Emevi krallarından Abdül Melik bin Mervan’ın Yahudi kökenli komutanı “Zalim Haccac” lakaplı adamın, mancırıklarla hem Kâbe’yi yerle bir ettiği hem de başta Abdullah bin Zübeyr olmak üzere, onlarca inanmış sahabenin kafalarını keserek şehit ettiği tarihen sabittir. Ancak, İslam öncesi Kâbe’yi koruyup o günün müşriklerini kurtaran Allah (!) Bu sefer ne Kâbe’yi kurtarıyor, ne de inanmış sahabeleri. Artık, Yahudi-Hıristiyan ve mezhepler kültürünün etkisinden, Kur’an yorumlarını arındırmanın zamanı geldi ve geçmektedir. Bu Kur’an ayetlerinde geçen, “fil” “tayr” vs. gibi kelimeler bir mecaz anlatımdır. Mecaz anlatımla ilgili bak Târık Suresi 1-2. ayetlerinin dipnotunu lütfen okuyunuz.
2. Onların şirk içindeki düzenlerini boşa çıkarmadı mı?
3. Onlara, birbiri ardınca yüce gerçekleri sunuyor.
4. Öyle ki onlar, bir duyarsızlık içinde kalpleri katılaşmış saldırgan bir haldeydiler.
5. Birbiri ardınca inen gerçeklerle, onların şirk içindeki düzenleri eskimiş, işlevsiz bir duruma dönüşüverdi.