İniş Sırası: 3
MÜZZEMMİL SURESİ
Sure No: 73
Bismillahirrahmanirrahîm
Esirgeyen, Bağışlayan Allah’ın Adıyla…
1. Ey sorumluluk yüklenecek olan…
2-4. Toparlan! Karanlıktan, cehaletten, yavaş yavaş kurtul; ondan kurtulmak ancak, Kur’an’ı daha ziyade düşüne düşüne ya da anlamını sindire sindire okumakla; öğrenmekle olur. 10
10 (3:2-4) Bak. Furkan Suresi 32; İsrå Suresi 106
5. Muhakkak ki, biz sana ağır; anlam yüklü, bir söz ilka edeceğiz.
6. Kuşkusuz, sözün anlamı iyice anlaşılıp kavranırsa, o cehalet karanlığından kurtulmak daha kolay ve daha sağlam olur.
7. Sen devamlı olarak gerçeklerin aydınlığını anlamaya, kavramaya çalış ki,
8. Rabbini / seni koruyup-kollayanı; eğitip-öğreteni, iyice anla ve cehaletin kötülüklerinden kurtul ve ortak koşmadan O’na yönel.
9. O, doğunun ve batının Rabbidir; yani evrende ne varsa, her şeyi koruyup-kollayandır. O’ndan başka ilah yoktur, bir vekil olarak sadece O’na sığın.
10. Söylenecek olan şeylere karşı dayanıklı ol ve söz dalaşına girmeden, güzel bir şekilde onlardan uzaklaş.” 11
11 (3:9-10) Bak. Ta-Ha Suresi 130.
11. Beni anlamak istemeyenleri ve nimeti / elçiyi yalanlayanları bırak; onlara biraz zaman tanı
12-13. Elbette cehaletin kopkoyu karanlığında kalanlar, bize ait gerçekleri anlayamazlar ve onlar, kendi ürettikleri cehaletin kirliliğinden beslenirler ve bu yüzden onlar can yakıcı sıkıntılar, acı verici mahrumiyetler içinde kalırlar.
14. Yeryüzünde büyüklük taslayanlar, kendilerini yüce dağlar gibi görenler, gün gelir, kum yığını gibi dağılıp yok olurlar.
15. Firavuna, gerçekleri gösteren bir elçi gönderdiğimiz gibi, size de gerçeği gösteren bir elçi gönderdik.
16. Firavun gerçeği gösteren elçiye karşı çıktı; o bizi anlamak istemedi, büyüklük tasladı, kendini yüce dağlar gibi gördü. Ama sonunda acı felâketten kurtulamadı.
17. Eğer, siz de gerçeği örtbas edip görmezlikten gelirseniz, o zaman genç halleri, ihtiyar hallere dönüştüren günlerden nasıl korunacaksınız.
18. Yüce gerçekler O’nun nedeniyle var olmuştur ve tüm varlıktaki şeyler O’nun vadetmiş olduğudur.
19. Kuşkusuz bunlar bir hatırlatmadır; bir uyarıdır. Artık isteyen kimse, Rabbine bir yol tutar.
20. Kuşkusuz Rabbin / koruyup-kollayan; eğitip-öğreten, senin, gece boyunca ayakta kalacağını, geceleri yarı uyanık yarı uykulu geçireceğini ve seninle beraber olacak kimselerin de aynı durumda olacağını, biliyor. Gecenin ve gündüzün işlevleri Allah tarafından takdir edilmiştir, belirlenmiştir. Biliniz ki, sizler, geceleri sürekli uykusuz kalmaya asla dayanamazsınız; o bakımdan, Allah sizleri üzerinize görev olan şeylere yöneltir. Artık Kur’an’dan kolay şeyleri okuyun; yani Kur’an’dan kendi görevinizle ilgili olan buyrukları öğrenin bilinçlenin. Biliniz ki, sizden hastalık; sağlık işleriyle uğraşanlar, yeryüzünde ticaretle meşgul olanlar, Allah yolunda /
vatan uğrunda savaşan askerler… vb. vardır. Artık herkes ondan / Kur’an’dan kendi göreviyle ilgili öğütleri, ilkeleri okumalı, öğrenmeli, bilinçlenmeli ve hepsi bir bütün olarak salatı, yani toplumsal yardımlaşmayı, destekleşmeyi birlikte ikame etmeli ve zekatı, yani, vergisini vermelidir. Böylece güzel bir birliktelikle Allah’a teslim olun. Bunlar sizin kendi iyiliğiniz için takdir edilmiş olan şeylerdir. Allah tarafından lütfedilen o iyiliklerin yapılmasının en yüce karşılığını, huzurlu, mutlu bir yaşam olarak bulursunuz. Allah’ın bağışlamasını anlayın; kuşkusuz Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.