İniş Sırası: 1
ALAK (Embriyo) SURESİ
Sure No: 96
Bismillahirrahmanirrahim
Esirgeyen, Bağışlayan Allah’ın Adıyla…
1. Yaratan Rabbini / koruyup-kollayan; eğitip-öğreten yaratıcını, isimleriyle, nitelikleriyle oku! / anla ve anlat! 1
1 (1:1) Bu surenin ilk beş ayeti, ilk gelen vahiy olarak bilinmektedir. Bu Sureyi, İsrâ Suresi 1; Necm Suresi 1-11 ve Tekvîr Suresi 23. ayetleri ile birlikte inceleyiniz.
2. O, insanı bir ALAK’tan yarattı. 2
2 (1:2) “Alak” kelimesinin sözlük anlamı, “birleşmek, yapışmak, asılı olmak, candan sevgi” vs. anlamlarına gelmektedir. İlerlemiş tıp ilmi, son derece gelişmiş teknolojik araçlar, insanın yaratılışındaki “Alak” evresini, bize şöyle anlatır, gösterir. “Sperm hücreleri fallop kanallarından ana rahmine doğru ilerler ve yumurta hücresi, sperm hücreleri tarafından sarılır; spermlerden bir tanesi yumurta hücresi ile birleşir ve böylece döllenme gerçekleşerek bebeğin ilk özünü oluşturur. Döllenmeden sonra zigot, fallop kanalları boyunca hücresel olarak bölünerek ilerlemeye devam eder ve zigot / Alak, ana rahmine iner, rahim duvarına yapışarak tutunur, rahim duvarına tutunup yapıştıktan sonra, hem hücre sayısını artırır hem de giderek özelleşen hücre grupları oluşturarak, embriyolojik gelişimini sürdürür…” İşte bizim bugün gözlerimizle gördüğümüz ve yaşadığımız, doğumla / yaratılışla ilgili bütün bu aşamaları Allah, Rab sıfatıyla kendisinin programladığını ve bu sürecin, bu programlamaya göre cereyan ettiğini bildiriyor. Şu Kur’an ayetlerine bakınız: Hacc Suresi 5; Müminün Suresi 14.
3. Oku ki, Rabbinin / seni koruyup-kollayanın, ne kadar cömert olduğunu öğren!
4-5. İnsan hiçbir şey bilmezken, Rab / eğitip-öğreten, kalemle her şeyi öğretti.
6. Amma! İnsan kesinlikle kendim öğrendim diye azgınlık eder.3
3 (1:6) “Azgınlık” diye tercüme ettiğimiz kelime “yedğa“, bu kelimenin fiili, tağā, mastarı tuğyandır, tağut’ sözcüğü de aynı kökten gelir. Anlamı: azgın, zorba, Hak’tan uzaklaşmış kişi vs. Tağutla ilgili, bak: Bakara Suresi 257; Nisa Suresi 60, 76; Nahl Suresi 37.
7. Kendisini her şeyin sahibi görür.
8. Halbuki o, Rabbine / kendini eğitip-öğretene, dönecektir.
9-10. Sürekli yardım eden bir kula mani olan kimseyi, düşündün mü? 4
4 (1:9-10) “Sürekli yardım etmek için çaba harcayan” diye tercüme ettiğimiz “salla” kelimesi, “namaz kılmak” diye tercüme edilir. Bu doğru değildir, zaten olması da mümkün olamaz, çünkü, Hz. Muhammed, vahiy ile yeni tanışıyor, daha yeni nebî-elçi olmuş, neyin ne olduğunu, Rabbinden yeni öğrenecektir. “Salla” sözcüğü, “sürekli yardım etmek, ilgisiz kalmamak, hep aktif olmak” anlamlarındadır. Salla’nın zıt anlamı da 13. ayetteki “tevella“dır. “Sürekli yüz çevirmek, sürekli engellemek, karşı çıkmak vs.” Kıyamet Suresi 31, 32; Mâûn Suresi 4, 5, 6. ayetleri inceleyiniz.
11-12. Dosdoğru yol üzere olmanın, ya da kötülüklerden sakınmanın, ortak koşmaktan kurtulmanın nasıl olacağını, düşündün mü?
13. Yalan söyleyerek sürekli engellemenin, karşı çıkmanın sakıncalarını düşündün mü?
14. Eğer düşünmezsen, Allah’ın görmesinin, öğretmesinin nasıl olduğunu asla bilemezsin.
15. Eğer bir kimse, cehaletinden vazgeçmezse, elbette cehaletinin bataklığında sürüklenir gider.
16. Hataların ve yalanların günahlarına doğru…
17. Artık kişi, yöneldiği yalancı, günahkâr hallerinden vaz geçmeli…
18. Biz ona, dehşet verici kötülüklerden vazgeçmenin yolunu göstereceğiz.
19. Evet, evet! Sakın ortak koşucu kötülüklere itibar etme, Allah’a yönel ve O’na yaklaş.