İniş Sırası: 65
CÂSİYE (Diz Çöküş) SURESİ
Sure No: 45
Bismillahirrahmanirrahîm
Esirgeyen, Bağışlayan Allah’ın Adıyla…
1. Hã. Mîm.
2. Bu Kur’an, en güçlü ve en doğru karar veren, Allah tarafından indirilmiştir.
3. Kuşkusuz inananlar için, göklerde ve yerde ibret alınacak göstergeler vardır.
4. Ayrıca, sizin yaratılışınızda ve yeryüzüne yaydığı irili-ufaklı tüm canlılarda, bilinçli olarak inanmış bir toplum için, ders alınacak göstergeler vardır.
5. Gece ile gündüzün arka arkaya gelmesinde ve Allah’ın gökten bir yağmur indirip, onunla kupkuru ölmüş toprağı canlandırmasında ve rüzgârların değişik yönlerden esmesinde, aklı ile düşünen bir toplum için, ayetler / göstergeler vardır.
“KUR’AN HADİS’TİR”
6. İste bunlar, Allah’ın ders alınacak göstergeleri! Biz sana onlar gerçek olarak bildiriyoruz. Artık onlar, Allah ve O’nun ayetlerinden sonra, hangi hadise inanacaklar? 731
7. Yazıklar olsun, uydurulmuş hadise inanan yalancı iftiracıya!
8. Ona, Allah’ın ayetleri anlatılınca dinler de, sonra, sanki onu hiç duymamış gibi, gururundan yine bildiğini okur. Artık ona can yakıcı bir azabı müjdele!
9. O. ayetlerimizden gerçeği öğrendiği zaman da, ona itibar etmez; gerçeği örtmeye çalışır. İşte onlar için alçaltıcı bir azap var,
10. Arkasından da cehennem! Artık ne kazandıkları şeyler ne de, Allah yanında bağlandıkları veliler, efendiler, onlara hiçbir yarar sağlamaz. Azabın en büyüğü onlaradır.
11. İşte bu, Kur’an’ın bir yol göstermesidir. Rablerinin ayetlerini örtbas eden kimselere, onlar için, büyük bir azap vardır.
DOĞADAKİ AYETLERDEN
AKLINI KULLANANLAR YARARLANIR
12. Allah ki, denizi sizin için var etti; orada gemilerin yüzebilmesi için, kendi buyruğu ile suya kaldırma yasası koydu; ki, siz O’nun nimetlerinden yararlanasınız diye; umulur ki siz bunların karşılığını ödersiniz.
13. Allah, göklerde ne varsa, yerde ne varsa, kendinden bir iyilik olarak, hepsini sizin için var etti. Düşünen bir topluluk için kesinlikle bunda dersler vardır.
14. İman etmiş kimselere söyle: Kamuya zarar vermiyorlarsa yapmış
oldukları şeyler nedeniyle bir topluluğu cezalandırmaya kalkmasınlar, bağışlasınlar, 732
15. Kim iyi ve güzel işler üretirse kendi iyiliğinedir, kim de kötülük işlerse kendi zararınadır. Sonunda hepiniz Rabbinize döndürüleceksiniz.
16. Dikkatinizi çekerim! Biz İsrailoğullarına Kitap, yasalar ve nebilik / peygamberlik vermiş ve onları tertemiz yiyeceklerle rızıklandırmıştık. Bu yüzden onları, dünya halklarından fazlalıklı kılmıştık.
17. Biz onlara kendi işimizden olan buyruklarımızı net bir şekilde ulaştırdık. Fakat onlar kendilerine bilimsel gerçekler geldikten sonra, sırf aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler. Kuşkusuz Rabbin ayrılığa düştükleri konularda, kıyamet günü onların arasında kararını verecektir.
18. Sonra seni de, buyruklarımızdan, evrensel yasaların tebliğ edicisi kıldık. O bakımdan sen o yasalara tabi ol! Bilimden yoksun kimselerin hevasına / arzularına uyma.
19. Çünkü o bilgisiz kişiler, sana hiçbir şeyce katkı sağlayamazlar. Sana ancak Allah’ın buyrukları katkı sağlar. Hiç kuşkusuz, bilgisiz kişiler, birbirlerinin velileridir / yardımcılarıdır. Allah da buyruklarına uyanların velisidir.
20. İşte, bu Kur’an, insanlar için yol gösterici bir kılavuzdur ve kesin bilgi ve kavrayışa sahip bir toplum için de bir rahmettir.
21. Yoksa, kötülük yapan kimseler, yaşarlarken veya öldüklerinde kendilerini, inanıp, iyi ve güzel işler üreten kimselerle aynı mı tutacağımızı sanıyorlar? Ne olumsuz bir değerlendirme!
22. Halbuki Allah, gökleri ve yeryüzünü bir amaç için yarattı ki her kişi, kendi kazandığının karşılığını haksızlığa uğramadan alsın.
23. Kendisini vazgeçilmez sanan kimseyi gördün mü? Allah’ın bilgi üzere olan yolunu bırakıp, kendi cehalet anlayışına saplanmış, bu yüzden de kulakları ve düşüncesi duyarsız hale gelmiş ve basireti bağlanmıştır. O bakımdan onun işi Allah’a kalmıştır. Hala kafanızı çalıştırmayacak mısınız?733
24. Onlar derler ki, “Hayat sadece yaşadığımız dünya hayatıdır. Yaşarız ve ölürüz. Bizi sadece, doğal zaman akışı yok eder.” Onların bu konuda hiçbir bilgileri yoktur. Onlar sadece varsayıma göre değerlendirme yapıyorlar.
25. Onlara açık açık bilimsel kanıtlarımız anlatıldığında da, onların: “Doğru söylüyorsanız, haydi, atalarımızı geri getirin,” demekten başka gerekçeleri yoktur.
26. De ki: “Sizi Allah yaşatır, sonra da öldürür. Sonra, gerçekleşmesinde asla kuşku olmayan diriliş gününde sizi bir araya toplayacaktır. Fakat insanların çoğu böyle olacağının bilincinde değildir.”
27. Göklerin ve yeryüzünün sahibi ve yönetimi Allah’a aittir. Dünyanın sonu gerçekleştiği gün, işte o gün, gerçekleri reddedenler üzülecekler, pişman olacaklardır.
28-29. O gün her bir toplumu diz çökmüş halde görürsün. Her toplum bireyleri kendileri hakkında tutulmuş kayıtlarla yüzleşmeye çağrılacak ve “Bugün siz, dünyada yapmış olduklarınızın karşılığı ile yüz yüzesiniz. İşte yüzünüze karşı gerçeği açıklayan kendi kitabınız. Çünkü, biz dünyada yaptıklarınızın tümünü kaydediyorduk,” denilecek.
30. İnanıp, iyi ve güzel işler üretenleri, Rableri mutluluk yurduna girdirecektir. İşte net kurtuluş budur.
31-32. Gerçekleri örtbas edenlere şöyle denilecek: “Peki, ayetlerimiz size anlatılmadı mı da siz büyüklenip suçlu bir topluluk oldunuz?” Size: “Hiç kuşkusuz Allah’ın sözü haktır. Kıyamet saatinde de kuşku yoktur,” dendiğinde siz; “Kıyametin ne olduğunu bilmiyoruz. Biz onun sadece bir zann’dan / sanıdan ibaret olduğunu sanıyoruz ve biz bu konuda kesin bir bilgi elde etmiş de değiliz.” derdiniz.
33. O gün, yaptıkları tüm kötülükler, işte böyle karşılarına dikilecek ve dünyada alay etmekte oldukları şey kendilerini kuşatıverecektir.
34. Onlara şöyle denecek: “Dünyada sizler, bu gününüzle karşılaşmanızı unuttuğunuz için, biz de bugün sizi unutuyoruz. Yeriniz de ateştir ve sizin bir yardımcınız da olmayacaktır.”
35. “Çünkü siz, Allah’ın ayetlerini umursamadınız ve dünya yaşamı sizi aldattı.” Sonuç olarak, o gün onlar, ateşten çıkarılmaz ve özürleri de dinlenmez.
36. Tüm övgüler göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve âlemlerin Rabbi olan Allah’ın hakkıdır.
37. Göklerde de yeryüzünde de büyüklük Allah’a aittir. Allah en güçlü olandır, en doğru karar verendir.