İniş Sırası: 61
FUSSILET (Açıklanmış) SURESİ
Sure No: 41
Bismillahirrahmanirrahîm
Esirgeyen, Bağışlayan Allah’ın Adıyla…
1. Hã, Mîm.
2-3. Esirgeyen, Bağışlayan Allah tarafından indirilmiş bir kitap ki, bilgi sahibi olacak bir toplum için, onun ayetleri açıklanmış, kolayca anlaşılabilen bir Kur’an’dır.
4. Kur’an hem gerçekleri müjdeler; hem de gerçeklerle uyarır. Ama, çokları ondan yüz çevirirler; Böylece onlar duymazlıktan gelirler, 714
5. Derler ki: “Senin bizi davet ettiğin şeylere, bizim kalplerimiz kapalı ve kulaklarımız tıkalıdır. Bundan böyle seninle aramızda bir ilişki kalmamıştır; artık sen kendi işine, biz de kendi işimize.
6. De ki: Muhakkak ki, ben de sizin gibi bir beşerim, bir insanım. Bana “ilahınız, tek bir ilahtır” diye vahyediliyor. Bundan sonra O’na yönelin ve O’ndan bağışlanma dileyin, ortak koşup kendinize yazık etmeyin.
7. Ortak koşan kimseler, zihinlerini ortak koşucu düşüncelerden temizlemezler ve onlar sonunda gerçekleri görmezlikten gelip örterler.
8. Muhakkak ki, inanıp toplum yararına iyi ve güzel işler üreten kimselere, kesintisiz bir ödül vardır.
9. De ki, Gerçekten sizler, yerküresini iki evrede yaratan Allah’ı mı görmezlikten geliyorsunuz ve O’na ortaklar ediniyorsunuz? O, tüm evreni yaratan ve içindekileri bir uyum içinde düzenleyip, programlayandır.
10. O, yerküresinin içine, denge unsuru dağlar yerleştirdi ve orayı bolluk ve bereketli kaldı. Orada yaşayıp isteyenler için rızıklarını dört mevsime göre ayarladı. 715
11. Sonra da gaz halindeki göğe yönelerek, göğe ve yere, “isteyerek veya istemeyerek gelin,” dedi. Onlar da “İsteyerek geldik, “dediler. 716
12. Böylece orayı da iki evrede yedi gök olmak üzere meydana getirdi ve her göğe kendi yasalarını koydu, dünya göğünü de yıldızlarla süsledi ve bir koruma sistemiyle donattı. İşte bu, en üstün, en güçlü ve her şeyi bilen Allah’ın takdiridir, düzenlemesidir. 717
TARİHTEN BİR HATIRLATMA
13. Bundan sonra gerçeklerden yüz çevirirlerse de ki: “Sizi Âd ve Semûd kavimleri gibi cehaletin içinde boğulup giden cahillerden olmayasınız diye size gerçekleri açıklayıp uyardık.
14. Gönderdiğimiz elçiler, onlara: “Allah’tan başkasına kul olmayınız” diye arkalarından ve önlerinden gelerek / her an, uyarıda bulunmuşlardı. Onlar dediler ki, “Eğer Rabbimiz isteseydi bir melek gönderirdi. Bu yüzden biz sizin getirmiş olduğunuz şeyleri reddediyoruz.”
15. Ad halkı, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve “Bizden daha güçlü kim var?” diye böbürlendiler. Kendilerini yaratan Allah’ın daha güçlü olduğunu hiç düşünemediler? Onlar ayetlerimizi bile bile reddetmişlerdi.
16. Bu yüzden biz de, onlara, dünya hayatında aşağılayıcı azabı tattırmak için, uğursuz olarak nitelendirdikleri günlerde üzerlerine dondurucu bir rüzgâr estirdik. Elbette ahiret azabı çok daha korkunç olacak ve onlara hiç kimse yardım da edemeyecektir.
17. Semûd halkını da uyarmış ve onlara dosdoğru yolu göstermiştik. Ne var ki onlar bilgisizliği, bilime tercih ettiler. Sonunda yaptıklarına karşılık, alçaltıcı azabın yıldırımı onları yakalayıverdi.
18. Ve Biz, inanıp, Allah’a ortak koşmaktan sakınanları kurtardık
VÜCUT ORGANLARININ TANIKLIĞI
19-20. Gün gelecek Allah’a düşmanlık edenler can yakıcı sıkıntılarıyla huzurda toplanacaklar. Artık onlar ateşe sevk edilecekler.
20. Hatta oraya geldiklerinde, kulakları, gözleri ve derileri yapıp ettikleri şeyler hakkında, kendi aleyhlerine tanıklık edeceklerdir.
21. Onlar kendi derilerine derler ki: “Niçin aleyhimizde tanıklık ettiniz?” Derileri de; “Her şeyi konuşturan Allah bizi de konuşturdu. Bizi ilk defa O yarattı ve işte şimdi de O’na döndürüldük,” diyecekler.
22. Sizler “Bizden güçlü kim var” diye böbürlenirken gözlerinizin, kulaklarınızın ve derilerinizin kendi aleyhinizde tanıklık yapabileceğini aklınızın ucundan bile geçirmiyordunuz. İşin ilginci, yaptıklarınızdan birçoğunu da Allah’ın bilemeyeceğini zannediyordunuz. 718
23. Rabbiniz hakkında beslediğiniz bu zann / bu yanlış düşünce var ya! İşte sizi mahveden o oldu ve işte siz, kendinize zarar verip. acı çekenlerden oldunuz.
24. Şimdi bu apaçık uyarıya rağmen, eğer Allah’a ortak koşmaya ve uyarıları yalanlamaya devam ederseniz, artık varacağınız yerin ateş olduğu ortada. O zaman, pişmanlık ve özür istekleri kabul görmeyecektir.
25. Onlar, kötü niyetli birtakım arkadaşlar edindiler de o kötü arkadaşlar, çevrelerinde olup biten her şeyi kendilerine süslü gösterdiler. O bakımdan kendilerinden önce gelip geçmiş, tanıdık ve tanımadık topluluklar için geçerli olan söz, onlar için de geçerlidir. Doğrusu onlar da kendilerine yazık ettiler.
26. Gerçekleri görmezlikten gelip örten kimseler, bu Kur’an’ı dinlemeyin, yaygara yaparak anlaşılmasına engel olun. Belki siz başarırsınız. 719
27. Kur’an’ın anlaşılmasına engel olanlara çok şiddetli bir azabı tattıracağız ve yaptıklarının en kötüsüyle onlara karşılık vereceğiz.
28. Onların cezası ateştir. İşte ayetlerimizin anlaşılmasına bile bile engel olanların karşılığı ateş olacaktır ve ateş onların ebedi yurdu olacaktır.
29. O zaman onlar, “Rabbimiz, tanıdığımız ve tanımadığımız kimselerden bizi saptıranları bize göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en alçak olanlardan olsunlar,” diyecekler.
30-32. “Kuşkusuz, Rabbimiz Allah’tır” deyip, sonra da istikametini düzeltenlere Kur’an ayetleri, sürekli ahiretle ilgili haberleri; “Korkmayın, üzülmeyin, size söz verilen cennetle sevinin, dünya yaşamınız içinde de ahiret yaşamınız hakkında da biz sizin yol göstericileriniz. Cennette canınızın çektiği ve istediğiniz her şey, esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın bir ikramı olarak size sunulur ve orada istediğiniz her şey sizin içindir,” diye bildirmektedirler.
33. Ortağı olmayan Allah’a çağıran, iyi ve güzel işler üreten ve “Ben Allah’a teslim olanlardanım,” diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?
34-35. İyilik ile kötülük bir olmaz. Sen kötü davranana, en güzel bir şekilde karşılık ver. O zaman görürsün ki, seninle arasında düşmanlık
bulunan kişi, sana karşı sımsıcak bir dost gibi oluvermiştir Bu, kötülüğü iyilikle savmadır. Böylesi bir davranış durumunu ancak güçlüklere karşı göğüs geren ve olgunlaşmış büyük pay sahibi kimseler yapabilirler.
36.Eger şeytandan / vesveseden gelen herhangi kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen Allah’ın buyruklarına sarıl. Çünkü Allah en iyi işitendir, en iyi bilendir.
37. Gece ve gündüz, güneş ve ay, O’nun gücünün ve varlığının kanıtlarıdır. Güneşe ve aya tapmayın. Eğer siz, Allah’a kul olmak istiyorsanız, güneşi ve ayı yaratan Allah’a kulluk edin.
38. Allah’a boyun eğmekten büyüklenip, O’nun yarattıklarına tapanlar, bilsinler ki, Rabbinin yarattıkları gece-gündüz / her an, hiç usanmadan, O’nun koyduğu yasaya boyun eğerek görevlerine devam etmekteler.
39. Sen toprağı, kupkuru, ölü gibi cansız görürsün ama onun üzerine yağmur yağdığı zaman, o kupkuru toprak yumuşar, kabarır, canlanır. İşte bu da Allah’ın gücünün, kudretinin ve varlığının delillerindendir. Kuşkusuz, kuru toprağa hayat veren güç ve irade sahibi, kesinlikle ölmüşleri de diriltir. Çünkü O, her şeye güç yetirendir.
40. Tüm bu delillerimizi görmezlikten gelen kimseler, bizden gizli kalmazlar. Şimdi düşünün, kıyamet gününde ateşe atılacak olan mi, yoksa huzurumuza güven içinde gelecek olan mı daha iyidir? Siz düşünüp taşınıp tercihinizi yapın. Kuşkusuz Allah, sizin yapmış olduğunuz her şeyi çok iyi görendir.
41. Müşrikler / ortak koşanlar, Kur’an kendilerine geldiğinde onu bilerek görmezlikten geldiler. Halbuki o, eşsiz yücelikte bir kitaptır.
42. O Kur’an’ın bildirdiklerini geçmişte ve gelecekte çürütecek hiçbir şey yoktur. Çünkü Kur’an, her türlü övgüye layık ve en doğru kararı veren Allah tarafından indirilmedir.
43. Ortak koşucuların senin için söyledikleri, daha öncekilerin, kendilerine gelen elçilere söylediklerinin tıpkısının aynısıdır. Kuşkusuz senin Rabbin hem çok bağışlayandır hem de hak edene cezasını verendir.
44. Eğer Kur’an Araplara, Arapçadan başka bir dilde tebliğ edilseydi, o zaman onlar diyeceklerdi ki, “Onun ayetleri, anlayacağımız dilde açıklansaydı ya!” Arap’a anlamadığı yabancı bir dilde anlatılır mı?” De ki: İster Arapça anlatılsın; isterse başka bir dilde anlatılsın. Kur’an, iman eden kimseler için bir yol göstericidir; bir şifadır. İnanmak istemeyenlere gelince, Kur’an, ortak koşucu Araplara, Arapça tebliğ edilmesine rağmen, sanki çok uzak bir yerden bağırıyorlar da ne dediklerini anlamıyorlar; sanki kulakları sağırmış gibi duyarsız kaldılar. 720
45. Dikkatinizi çekerim! Biz, kitabı / Tevrat’ı, Musa’ya da kendi dilinde okuttuk ama inkâr eden Yahudiler de, aynen Araplar gibi, onda anlaşmazlığa düştüler. Eğer Rabbinin daha önceden vermiş olduğu bir söz olmasaydı, onların aralarında kesinlikle hüküm verilmiş olurdu. Gerçekten de ortak koşucular, Kur’an hakkında derin bir kuşku içindedirler.
46. Her kim iyi ve güzel bir şey üretirse kendi yararınadır. Kim de kötü işler yaparsa kendi zararınadır. Senin Rabbin, kullara asla haksızlık yapmaz.
47. Dünyanın sonunun bilgisi Allah’ın takdirindedir. Allah’ın bilgisi olmadan meyvelerden hiçbiri kabuklarından çıkamaz, hiçbir dişi hamile kalamaz ve doğum yapamaz. Allah, “Hani benim ortaklarım nerede?” diye ortak koşuculara seslendiği gün, onlar: “Bizden hiçbirimiz onları göremiyoruz,” diye yanıt verirler. 721
48. Böylece, dünyada, bağlanıp şefaat umdukları, kendilerinden uzaklaşıp kaybolacaklardır. Artık, kendileri kaçacak, sığınacak bir yerlerinin de olmadığını anlarlar.
49. İnsan, bir iyilik istemekten usanmaz. Ama kendisine bir kötülük dokunuverse karamsarlığa kapılır, üzülür.
50. Eğer, sıkıntısının ardından kendisine bizden bir rahatlama gelse. “Bu benim hakkımdır, dünyanın sonunun da geleceğini sanmam. Rabbime döndürülürsem de O’nun katında benim için daha güzel şeyler vardır.” der. Biz, gerçekleri örtbas edenlere, örtbas ettikleri sevin gerçeğini haber vereceğiz ve onlara çok kötü bir azaptan tattıracağız.
51. Biz, insana bir bolluk, bir rahatlama verdiğimizde o, Biz ‘den yüz çevirip yan çizer. Ama başına bir darlık, bir sıkıntı geldiğinde de sürekli Bize yalvarır durur.
52. Ortak koşuculara de ki: Şayet bu Kur’an, Allah tarafından indirilmişse, sonra siz de onu reddetmişseniz, yalanlamışsanız, o zaman durumunuzun ne olacağını hiç düşündünüz mü? Kur’an’a ön yargılı olarak tavır koyandan daha akılsız kim olabilir?
53. Kur’an’ın gerçek olduğu insanlara apaçık oluncaya kadar, varlığımızın belgelerini onlara hem kendi öz benliklerinde hem de dış dünyada / evrende göstereceğiz. Rabbinin her şeyi bir kanıt olarak size göstermesi yeterli değil mi?
54. Gözünüzü açın! Aslında ortak koşucular, Rablerinin huzurunda hesaba çekileceklerinden kuşku içindedirler. Dikkatli olun! Kesinlikle Allah, her şeyi ilmiyle kuşatmıştır.