KAF SURESİ

İniş Sırası: 34
KAF SURESİ
Sure No: 50
Bismillahirrahmanirrahim
Esirgeyen, Bağışlayan Allah’ın Adıyla..

1. Kâf. Tüm varlığın bilgisinin ve olaylarının toplandığı yüce Kitap / yüce Kur’an.
2. Doğrusu, içlerinden kendilerine, yeniden diriliş olayını açıklayan bir uyarıcının / bir nebînin gelmesine şaşırdılar, sonra da gerçekleri görmezlikten gelerek; “Bu anlatılanlar şaşılacak bir şey,
3. Biz öldüğümüz ve bir toprak olduğumuz zaman mı, yeniden diriltileceğiz? İşte bu geri dönüş, aklımızın almadığı bir şeydir.” dediler. 60

60 (34:3) Ayrıca bak. Secde Suresi 10; Ya-Sin Suresi 78, 79, 81; Ahkâf Suresi 33.

4. Dikkatinizi çekerim! İlmin sahibi Biziz, toprakta onların bedenlerinde olandan bir eksiklik yoktur ve sicil kitapları da korunmuş olarak bizim yanımızdadır.

5. Hayır, hayır onlar kendilerine sunulan gerçeği yalan saydılar, şimdi onlar tam bir karamsarlık içindeler.

6. Peki onlar, üzerlerindeki gökyüzünü bizim nasıl yükselttiğimize bakıp da düşünmezler mi? Biz onu, direksiz nasıl bina etmişiz ve yıldızlarla nasıl süslemişiz? Onda en küçük bir yarık, bir çatlak da yok.

7. Biz yeryüzünü nasıl yaşam koşullarına elverişli hale getirdik; orada nasıl dağlar oluşturduk ve yeryüzünün içinde değişik güzelliklerde her bir çiftten nasıl bitkiler var ettik. Onlar bakıp da düşünmezler mi? 61

61 (34:7) Ayrıca bak. Nebe Suresi 6 ve 7; Zâriyât Suresi 48, 49; Hicr Suresi 19, 20; Nâziāt Suresi 30.

8. Bütün bunlar, Allah’a yönelen her kul için, gözünü açması ve öğüt alması gereken bir derstir.

9-10. Biz, gökten bereketli bir su indiririz de siz onunla bahçeler- bağlar, toplanacak ürünler, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma ağaçları yetiştirirsiniz.
11. Bütün bunları biz, kullara bir rızık olmak üzere verdik ve Biz gökten indirdiğimiz yağmurla kurumuş, ölü gibi görünen toprağa hayat vereniz. İşte akıl erdiremediğiniz o geri dönüşü de böyle dirilteceğiz. 62

62 (34:9-10-11) Ayrıca bak. Yâ-Sîn Suresi 33-36; Fâtır Suresi 9; Rûm Suresi 19,24, 50, Ankebût Suresi 63; Nahl Suresi 65, 67; Câsiye Suresi 5; Hadîd Suresi 17; Müminûn Suresi 18, 19. ayetleri inceleyiniz.
12-14. Sizden önce, Nüh’un halkı, Ress halkı, Salih’in halkı Semudlular, Hûd’un halkı Adlılar, firavun, Lût’un vatandaşları, Şuayb’in halkı Eykeliler ve Tubb’a halkı, hepsi, kendilerine gönderdiğim elçilerin tebliğ ettiklerini yalanlamışlardı da, haber verip durduğumuz afetlere yakalanmışlardı.

15. Peki! Biz, hiç yoktan var ederken, bir acizlik; bir yorgunluk mu gösterdik ki, ortak koşucular, yeniden yaratmam konusunda kuşku içindeler? 63

63 (34:15) Bak. Ya-Sîn Suresi 77, 79; Ahkâf Suresi 33.

16. Dikkatinizi çekerim! İnsanı biz yarattık ve nefsinin kendisine ne vesveseler verdiğini de, Biz biliriz. Çünkü biz, insana şahdamarından daha yakınız.
GERÇEĞİ ANLAYIN, SÖZÜN TELEFFUZUNDA KALMAYIN

17. Sağdan ve soldan, her taraftan, her an gözetleyen ve denetleyen olduğunu düşünün, unutmayın.

18. Sözün telaffuzunda kalmayın; her an yanınızda olanı anlamak için, sürekli araştırıp gözlemleyin.
19. Ölümün sersemletici baygınlığı gerçek olarak geldiğinde, işte siz, ondan kaçamazsınız.
20. İşte bu, içinizdeki alıp verdiğiniz nefesin bitiş günüdür.
21. Her bir nefis hem bir tanık hem de bir denetçi olarak, hesap vermeye birlikte gelir.
22. Doğrusu sen bu gerçekler hakkında bir gaflet içindeydin. Biz senden bu gaflet perdesini kaldırdık. Artık senin her an sapasağlam bir basiretin var.
23. Hak’kın kendisine yakın olduğunu anlayan kişi, “var olanlar benim değil” der.
24. Gerçekleri görmezlikten gelmeye inat edenlerin tümü, cehalet cehenneminin içindedir.
25. Hayra / iyiliğe mani olanlar; zorbalar, art niyetli kuşkuculardır.
26. Allah ile birlikte başka ilah / başka efendi edinen kimse, artık o, şiddetli sıkıntılar içinde kalır.
27. Allah ile birlikte efendi kabul edilen kimse de, müritleri için der ki: “Rabbimiz! Onu ben azdırmadım. Fakat o, haktan uzak bir sapkınlık içinde idi.”
28. Allah buyurdu: Bize ait olan gerçeklerin arayışında olmadınız Oysa önceden size, gerçeklerin sözleri haber verilmişti.
29. Bize ait olan gerçeklerin sözleri değişmez ve ben kullarım için bir haksızlık yapan da değilim.
30. Biz cehaletin cehenneminde olanlara her an söyleriz: Bu öfke dolu tavırlarınızla mı devam edeceksiniz? Derler ki: Daha fazlasıyla
31. Öfke dolu hallerden sakınanlar için, huzur ve mutluluk, uzak değil, yakındır
32. Cehaletten uzaklaşıp gerçeklere yönelenlere ve bu hallerini koruyanlara, söz verilmiş huzur ve mutluluk işte budur.
33. Görmediği halde kim Rahman’a saygılı olursa ve tüm kalbiyle gerçeklere yönelirse,
34-35. İşte o, her zaman her yerde, bir huzur ve esenlik ortamına dahil olur. Onlar için orada istedikleri her şey vardır ve onların bizi anlama bilinçleri daha da artar.
36. Daha önceleri nice nesiller bizi anlayamayıp kendilerine yazık etmişlerdi. Onlar, felâketler gelince, ölümden kurtulmak için, kaçacak yerler aramışlardı, ama, kaçıp kurtulacak yer var mıydı?
37. Kuşkusuz bunda, aklı olan yahut ibret alarak kulak veren herkes için, bir ders vardır.
“ALLAH’IN DİNLENMEYE İHTİYACI YOK”
38. Dikkatinizi çekerim! Biz, gökleri, yeri ve aralarındakileri altı evrede yarattık ve Bize, hiçbir yorgunluk da dokunmadı. 64

64 (34: 38) Ayrıca bak. Ahkâf Suresi 33. Kur’an, kendinden önce gelen kitapları düzeltici ve doğrulayıcı olarak gelmiştir. (Bak. Al’i İmrân Suresi 3, 4). Bu ayet ile Tevrat’ın Tekvin 2:2 ayetindeki “Yedinci güne gelindiğinde Tanrı yapmakta olduğu işi bitirdi. Yaptığı işten o gün dinlendi” şeklindeki yanlışı düzeltiyor. Bak “altı evre” ilgili, Secde Suresi 4, 5; Fussilet Suresi 9-12; Furkân Suresi 59.
39-40. Sen ortak koşucuların söylediklerine karşı dirençli ol ve tüm niteliklerin Rabbine ait olduğunu idrak et ve gece gündüz O’nu överek noksan sıfatlardan arındır. Sonra da karanlıktan, cehaletten kurtulmak için, tüm varlığınla teslim ol.

41. Sen yakın bir yerden, çağırıcının çağıracağı güne kulak ver.

42. O gün, herkes, çağırıcının o müthiş sesini apaçık duyacaklar; işte o gün diriliş günüdür.
43. Hiç kuşkusuz, dirilten de öldüren de Biziz ve dönüş Bize’dir.
44. Diriliş günü, yer yarılıp açılır ve herkes mezarlarından kalkarak süratle toplanır. Bu, bir toplanmadır ve bizim için kolay bir toparlamadır.
45. Biz, onların ne söylediklerini çok iyi biliriz. Sen onları inanmaları için zorlayacak değilsin. Bundan sonra uyarılarımdan endişe duyan kimseye, sen Kur’an’daki gerçekleri hatırlat.

58 (33:48) Bak. Hacc Suresi 77. “Ruku”, sözcüğünün anlamı için bak. Lisanü’l-Arab; c. 4. s. 232, 233; Rakea mad.

59 (33:50) Ayrıca bak. Câsiye Suresi 6; Yusuf Suresi 111; Nisa Suresi 87; A’râf Suresi 185.

 

 

 

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı. İlk yorum yapan sen ol.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir