KIYAMET (Yeniden Diriliş) SURESİ

İniş Sırası: 31
KIYAMET (Yeniden Diriliş) SURESİ
Sure No: 75
Bismillahirrahmanirrahim
Esirgeyen, Bağışlayan Allah’ın Adıyla…

1. Hayır! Kesinlikle dünyanın sonu gelecektir.
2. Hayır, hayır! Kesinlikle nefs yaptıklarını itiraf edecektir.
3. İnsan, çürümüş kemiklerin asla bir daha toplanamayacağını sanıyor?
4. Tam tersi, çürümüş toprak olmuş insanın, parmak uçlarını, hatta tüm azalarını, toplamaya bile güç yetiririz. 51

51 (31:4) Allah, insanların parmak uçlarına dikkat çekiyor. 19. yüzyılın sonları, 20. yüzyılın başlarına kadar parmak uçları hiçbir özelliği ve anlamı olmayan çizgiler olarak görülüyordu. Ancak, doğa ve insan üzerindeki bilimsel çalışmaların sonuçları ve teknolojinin gelişip ilerlemesiyle, insanların parmak uçlarının ne denli özel olduğu anlaşılmaktadır.

           O bakımdan parmak izi, taklidi olmayan ve asla değişmeyen, kişiye özeldir. Ayrıca kriminolojik suçlarda vb. işlerde parmak izi ile çözümlemeler yapılma- sının ve günümüzde elektronik araçların çalıştırılıp kullanılmasında parmak uçlarının önemi dikkate alınırsa, Allah’ın bu dikkat çekmesi, daha açık bir önem arz etmektedir. Demek ki, Kur’an’ı anlamadan okumak değil, Allah’ın buyruklarını anlamak ve ondan kendimizin, toplumumuzun ve insanlığın yararlanması için bir şeyler üretmek gerekiyor.

5. Ama insan nefsi öncelikle kötülüklerde kalmaya isteklidir.
6. “Dünyanın sonu da ne zamanmış” diye alaycı bir tavırla sorar.
YÜCE ALLAH’IN CEVABI

7-9. O kıyamet günü, gören gözün, fal taşı gibi attığı, ayın tutulduğu, güneş ve ayın bir araya getirildiği vakit!..

10. İşte o gün insan, “nereye kaçmalı?” diye kıvranır durur.

11. Hayır! Hayır! O gün, kaçacak bir yer yoktur;

12. O gün, varılıp sığınılacak yer, sadece Rabbin huzurudur.

13. O gün insana, yaptıkları ve yapamadıkları ne varsa, hepsi haber verilecek.

14-15. O gün insan, birtakım özürler, bahaneler ileri sürmeye çalışsa da, O kendisinin yapmış olduğu ne varsa hepsi, açık seçik gözlerinin önündedir.

16. O zaman insan, aceleyle bir şeyler söylemeye çalışacak, ancak konuşamayacak.
17. Sakın acele etme! Zira biz onu derler toplar, sana okuruz,
18. Sen yalnızca bizim okuduğumuzun ardınca gel ki, o vakit yanlışlığa düşmemiş olasın!
19. Sonra, hiç kuşkusuz, onların hepsinin açıklaması sadece bizim üzerimizedir.
20-21. Hayır! Hayır! Siz sadece yaşadığınız anı seviyorsunuz. Ahreti hiç önemsemiyorsunuz.
22-23. O gün bazı yüzler, sevinç içinde, Rablerinin huzurunda rahat olacaktır.
24-25. O gün bazı yüzler de var ki, çok ağır bir yük altındaymış gibi, kemiklerini sızlatan dayanılmaz bir sıkıntı içinde, asık ve somurtkan olacaktır.
İŞ İŞTEN GEÇMEDEN
26-29. Ey insanlar! Aklınızı başınıza toplayın; iş sizin düşündüğünüz gibi değil! Can boğaza dayandığı ve “yok mu bunun bir çaresi” dendiği zaman
artık insan dünyadan ayrılık zamanı geldiğini anlar ve eli ayağı birbirine dolaşır.

30. İşte o an, kişi, Rabbine gittiğini anlamış olur.

31. İnkârcı insan, Allah’ın elçisinin haber verdiği bu gerçekleri ne doğruladı ne de destekledi;

32. Tam tersi, yalanladı ve reddetti. 52

52 (31: 32) Ayetteki “Salla” kelimesi çevirilerde; “namaz da kılmamış” ya da “ne sadaka verdi ne namaz kıldı” şeklindedir. Bu doğru değildir. Burada Allah bize, kıyamet gününü yalanlayan inkârcı bir kişinin tavrını, psikolojisini bildiriyor. 31 ve 32. ayetlerde “Fela saddaka ve la salla, velakin kezzebe ve tevella”, ifadesiyle Allah zıt anlamlı dört sözcüğü bir araya getirmiştir. Şöyle: 1- “Saddaka” (Doğrulamak; kabul etmek) 2- Bunun zıddı “Kezzebe” (Yalanlamak, reddetmek) 3- “Salla” (Desteklemek, yardım etmek) 4- Zıddı, “Tevella” (Reddetmek, yüz çevirmek). Görüldüğü gibi, “Salla” sözcüğünün, burada namaz anlamıyla uzaktan yakından hiçbir ilgisi yoktur. Zaten bu sure henüz peygamberliğin ilk yıllarında gelen bir suredir. Ayrıca bakınız, Alak Suresi 10 ve 13. ayetleri, ve “Salat” sözcüğü ile ilgili Mâûn Suresi ve dipnotu.

33. Sonra da kasıla kasıla evine gitti.
34. Evet! Kesinlikle sen, azabı hak ettin!
35. Evet, sonunda kesinlikle sen, azabı hak ettin!
36. Yoksa insan, kendisinin sorgusuz-sualsiz; başıboş bırakılacağını mı sanıyor?
37. Sen, dökülen meniden, minnacık bir sıvı değil miydin?
38-39. Sonra o küçücük sıvı, bir embriyoya dönüştükten sonra, biz onu düzenleyip, şekillendirip, erkek ve kadın olmak üzere, sizi eşler olarak yaratmadık mı?
40. Peki, bütün bunları yapan Allah, o, kemikleri yeniden toplayıp, ölüleri yeniden diriltmeye güç yetiremez mi? 53

53 (31:38-39-40) Ayrıca yaratılışla ilgili bak. Hacc Suresi 5-7; Mü’minün Suresi 12-16; Fussilet Suresi 39; Târık Suresi 5-8; Ahkâf Suresi 33; Secde Suresi 7.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı. İlk yorum yapan sen ol.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir