İniş Sırası: 84
RUM (Romalılar) SURESİ
Sure No: 30
Bismillahirrahmanirrahîm
Esirgeyen, Bağışlayan Allah’ın Adıyla…
1. Elif, Lâm, Mîm.
2. Romalılar üstünlük sağladı.
3-4. Yeryüzünün en sorunlu yerinde. Bu üstünlüklerinden sonra, seneler içinde üstünlükleri kaybolup gidecek. Önceden olanlarda ve sonradan olacaklarda ve tüm varlıkta işleyişin Allah’a ait olduğunu bilirseniz o zaman ferahlar, mü’minler olursunuz.
5. Yardım isteyen kimse Allah’ın yardımını bulur. O, en üstün, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
6. Bu Allah’ın vaadidir; Allah vaadinden caymaz. Fakat insanların birçoğu, bunun bilincinde değiller.
7. Onlar dünya yaşamında görünenleri bilirler; onlar sonraki yaşamlarından gafildirler.
8. İnsanlar, kendi vicdanlarında hiç düşünmezler mi? Allah, gökleri, yeri ve onlarda olan her şeyi, bir uyum, bir düzen ile ve belirlenmiş bir süreye bağlı olarak yaratmıştır? Ama insanlardan birçoğu, Rablerinin uyarısını dikkate almayıp, gerçekleri görmezlikten gelip örtüyorlar.
9. Peki bunlar! Yeryüzünde hiç gezip-dolaşmazlar mı? Baksalar ya! Kendilerinden önce, gerçekleri örten kimselerin sonlarının nasıl olduğuna!.. Öncekiler kendilerinden daha güçlü ve yeryüzünde bıraktıkları eserler de çok daha görkemliydi; onlar, bunların imar etmiş olduğu şeylerden daha çok imar etmişlerdi; elçileri onlara, açık-seçik kanıtlarla gelmişlerdi. Demek ki, Allah, onları durup dururken yok etmedi; fakat onlar, gerçeği örtbas ederek, kendi yok oluşlarını kendileri hazırladı.
10. Sonra da kötülük yapanların sonu, çok kötü oldu; çünkü onlar Allah’ın ayetlerini yalanladılar ve onlarla alay ettiler. 849
VAR OLUŞ YASASI ŞÖYLE İŞLER
11. Yaratılış Allah’tan başlar, sonra O’nunla devam ettirilir; sonra tekrar O’na döndürülürsünüz.
12. Kıyametin kopma vakti geldiği gün, suçluların ümidi kesilir;
13. Çünkü ortak koştuklarından kendilerine şefaat edecek kimse yoktur; onlar gerçekleri görmezlikten gelip örttüklerinden dolayı, ortak koşanlardan oldular.
14. Zaten kıyametin kopma vakti geldiği gün, evet o gün, hepsi birbirinden ayrılacaklar.
15. İnanıp, toplum yararına iyi ve güzel işler üretenler, güzel bir bahçe içinde mutlu ve neşelidirler.
16. Ama gerçekleri görmezlikten gelip örtenler ve ayetlerimizi yalanlayanlar, sonunda Allah ile kavuşmayı anlayamazlar. Böylece onlar mahrumiyetler içinde kalırlar.
YAPILMASI GEREKEN
17-18. Gece-gündüz, Allah’ın ayetlerini, göstergelerini anlama içinde olun ve O’nu noksan sıfatlardan arındırın. Göklerdekiler de, yerdekiler de
kesinlikle sizler de O’nu noksan sıfatlardan arındırarak överler; gün boyu, O’ nu övün, 850
19. O cansızdan canlı çıkarır; canlıdan da cansız çıkarır. Kupkuru, ölmüş toprağa hayat verir. İşte diriliş günü sizler de böyle çıkartılacaksınız.
20. Sizin topraktan yaratılışınız, sonra bir beşer olarak çoğalıp, yayılmanız, O’nun ayetlerindendir;
21. Huzur bulmanız ve aranızda bir sevgi ve bir merhamet bağı oluşturmanız için, kendi türünüzden eşler var etmesi de O’nun ayetlerindendir; Kuşkusuz bunlarda var oluşu düşünüp anlamak isteyen bir toplum için dersler vardır.
22. Göklerin ve yerin yaratılışı, dillerinizin ve görünüşlerinizin ayrı ayrı oluşu da O’nun ayetlerindendir; Kuşkusuz bunda, araştırıp anlamak isteyen bilginler için ayetler vardır, kanıtlar vardır. 851
23. Uyuyup dinlenmeniz, çalışıp kazanmanız için, geceyi ve gündüzü yaratması da, yine O’nun ayetlerindendir. Kuşkusuz duyarlı bir toplum için, bunda da ayetler vardır, dersler vardır.
24. Gök gürlemesini size, hem bir korku hem de bir umut olarak göstermesi ve yukardan bir yağmur yağdırarak, onunla kupkuru ölmüş toprağı canlandırması da, O’nun ayetlerindendir; Kuşkusuz aklını işletecek bir toplum için, bunda ibretler vardır, dersler vardır.
25. Göğün ve yerin, O’nun koyduğu yasa gereği ayakta durması da, sonra sizi bir çağrı ile çağırdığı zaman, sizin hemen topraktan çıkıvermeniz de, O’nun ayetlerindendir. 852
26. Göklerde ve yerde her ne varsa, O’nun ayetlerindendir; hepsi O’nun koyduğu yasa gereği ayakta dururlar.
27. Yaratılışı başlatan, sonra O’nu devam ettiren O’dur; ve bu, O’na göre çok kolaydır. Göklerde ve yerde, buna dair sayısız örnekler vardır. Çünkü O, her şeye güç yetiren ve en iyi yasa koyandır.
İNSANA DAİR BİR ÖRNEK
28. Allah size, kendi konumunuzdan şöyle bir örnek verir: Siz, sözleşmenizle çalıştırdığınız elemanları, size rızık olarak verdiğimiz servetinize eşit hakka sahip ortaklar olarak kabul eder misiniz? Kendiniz, eşit hakka sahip ortaklarınıza davrandığınız gibi, onlara da aynı şekilde davranır mısınız? Aklını çalıştıracak bir toplum için, ayetleri işte böyle detaylandırırız.
29. Ama, gel gör ki, Allah’ın ayetlerini karartanlar, bilgisizce kendi kafalarına göre hareket ederler. Bilime dayalı gerçeği bırakıp, bilim dışı rivayetlere saplananları, kim yola getirebilir? Böylelerine, cehaletleri nedeniyle yardım etme şansı da yoktur.
TÜM ZAMANLARIN DİNİ:
FITRAT DİNİ VE HİZİP / GRUP DİNLERİ (!)
30. Ortak koşucu inançları terk ederek, sadece tek Allah’a yönelen biri olarak, sen yönünü, dine / yasaya odakla! Çünkü o, Allah’ın yaratılış yasadır; insanlar o dine / o yasaya uyumlu olarak yaratılmıştır. Allah’ın yaratılış yasasında değişiklik olmaz. İşte tüm zamanların değişmeyen dini / yasası budur. Fakat insanların çoğu, bunun böyle olduğunu bilmiyorlar. 853
31. Varoluş dinine / yasasına yönelenler olarak, ondan başkasına yönelmekten sakının; salatı ikame edin / varoluş yasasını ayakta tutun ve ortak koşanlardan olmayın.
32. Ortak koşanlar, dinlerini gruplaştıran kimselerden oldular ve mezheplere, tarikatlara, cemaatlere vs. bölündüler. Her biri kendi grubuyla övünmektedir.
33-34. Ama bu insanlar, başlarına bir sıkıntı gelince de, hemen Rablerine yalvarırlar; O’na yönelirler. Sonra, bir iyilik olarak, kendilerini o sıkıntıdan kurtarınca da, onlardan bir kısmı tekrar grubuna döner ve Bizim yapmış olduğumuz iyiliğe nankörlük ederek, Rablerine ortak koşmaya devam ederler. Edin bakalım! İleride bileceksiniz.
35. Yoksa Biz, gruplara / cemaatlere, kesin bir yetki, kesin bir delil mi indirdik de, onlar bu yetkiye, bu delile dayanarak, ortak koşmayı sürekli dillendirip duruyorlar?
36. Biz insanlara bir iyilikte bulunduğumuz zaman, onlar, ona sevinirler; ama kendi elleriyle yapmış oldukları bir yanlış yüzünden başlarına bir sıkıntı gelse, hemen umutsuzluğa kapılıverirler.
37. Görmüyorlar mı? Hiç kuşkusuz Allah isteyip çalışan kimse için rızkı bolca yayar ve çalıştığının karşılığını takdir eder. Kuşkusuz içtenlikle inanan bir toplum için bunda dersler vardır.
38. O zaman, siz de akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa yardım edin. Allah’a yönelmek isteyen kimseler için, böylesi daha iyidir; işte onlar mutluluğu yakalayanlardır.
39. İnsanların mallarından elde ettiğiniz riba’dan / haksız kazançtan, vermiş olduğunuz yardımlar, Allah yanında size artı bir kazanç sağlamaz.
Zekattan / meşrû kazançtan, vermiş olduğunuz vergiler, işte onlar, Allah yanında, kat kat kazancınızı arttırır. 855
40. Allah O’dur ki, sizi yaratan, sonra size rızkınızı veren, sonra sizi öldüren ve sonra da sizi yeniden diriltecek olandır. Peki, sizin Allah’a ortak koşarak bağlandıklarınız içinde, bunlardan herhangi birini yapabilen kimse var mı? Allah, onların ortak koştukları şeylerden arınmıştır ve O, çok yücedir.
41. İnsanlar, kendi elleriyle yapmış oldukları tahribat yüzünden, karada ve denizde doğal dengeyi bozuyorlar. Yaptıkları yanlışın belki farkına varırlar da dönerler diye onların kötü sonuçlarını Allah, zaman zaman kendilerine tattırıyor.
42. De ki: “Yeryüzünde dolaşın da aynı yanlışları yapan, daha öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakın! Onların çoğu ortak koşanlardandı.”
43. Öyleyse, Allah tarafından ertelenmesi asla söz konusu olmayan bir gün gelmeden önce, sen yönünü, tüm zamanların değişmeyen dinine / varoluş yasasına odakla! Zira o gün, herkesin ne yapıp ne yapmadığı ayrı ayrı ortaya konacaktır.
44-45. Kim gerçeği görmezlikten gelip örterse, onun gerçeği örtmesi kendi aleyhinedir; kim de toplum yararına iyi ve güzel işler üretirse, kendisi için iyi bir yer hazırlamış olur; çünkü, ortak koşmadan inanıp, toplum yararına iyi ve güzel işler üreten kimselere Allah lütfundan ödüllendirecektir. Muhakkak ki, gerçeği örtenlerde Allah sevgisi olmaz.
47. Ant olsun! Senden önce de kendi toplumlarına elçiler gönderdik de, onlar, onlara gerçekleri apaçık kanıtlarla sundular. Gerçeği örterek suç işleyen kimseleri cezalandırmak ve içtenlikle inananlara da yardım etmek bizim üzerimize bir haktır. 856
46. Rüzgârların yağmur habercisi olarak esmesi ve yağmurun yağması ve suya koyduğu yasa gereği gemilerin yüzmesi ve sizin denizlerden rızık aramanız, tüm bunlar, Allah’ın ayetlerindendir; umulur ki, size verilen bunca nimetin karşılığını ödersiniz.
48-49. Allah, rüzgârları estirir, onunla bulutları harekete geçirir, sonra gökyüzünde onları dilediği şekilde yayıp parçalar, sonra da onları bir bulut kümesi kılar; bir de bakarsın, sen onların arasından yağmurun yağdığını görürsün. Nihayet o, kullarından dileyen kimselerin üzerine isabet ettiğinde, onlar müjde almış gibi sevince boğulurlar. Halbuki ondan önce, üzerlerine yağmur yağmadan önce, iyice ümitlerini kesmişlerdi. 857
50. Allah’ın yağmurunun yansımalarına bakınız! Yeryüzünü ölümünden
sonra nasıl canlandırıyor? Hiç kuşkusuz Allah, ölüleri de böyle diriltecektir ve O, her şeye güç yetirendir.
51. Biz, bir rüzgâr estirsek de, yağmur yağdırmadığımız zaman, yeryüzünün sararıp solduğunu görürsün! Bundaki gerçekleri görmezlikten gelenler, ondan sonra hemen nankörlük etmeye başlarlar.
52. Ölü gibi duyarsızlaşanlara sen, çağrıyı elbette işittiremezsin: gerçeğe kulaklarını tıkayan sağırlara da işittiremezsin. 858
53. Sen, söylentileri gerçek sanıp, Kur’an bilgisine kör olanları da, aydınlatamazsın. Sen ancak ayetlerimizi anlayıp inanacak kimselere işittirebilirsin. İşte onlar, barışçıl, huzurlu kimselerdir.
54. Allah O’dur ki, sizi zayıf, hiçbir şey yapamaz biri olarak yaratan, ondan sonra güçlü-kuvvetli biri kılan, ondan sonra tekrar zayıf, güçsüz ve ihtiyarlık haline dönüştürendir. Allah dilediği her şeyi yaratır ve O, ilmiyle var edendir; en üstün güç sahibidir.
55. Saat vakti gelip, kıyamet koptuğu gün, suçlular, bir saatten fazla kalmadıklarına dair yemin ederler. İşte onlar böyle yanılgıya düşüyorlar. 859
56. Oysa bilgi sahibi olmuş ve içtenlikle inanmış kimseler şöyle derler: “Kesinlikle siz, Allah’ın Kur’an’ının da haber verdiği, yeniden diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bu, yeniden diriliş günüdür; ama siz, onu öğrenmemekte direttiniz.”
57. Artık kıyamet günü, gerçekleri karartanların özür dilemeleri de bir yarar sağlamayacak ve kendilerini aklama istekleri de kabul görmeyecektir.
58. Dikkatinizi çekerim! Biz bu Kur’an’ın içinde, insanlar için, her türlü örneği vurguladık. Ama, sen onlara sağlam bir kanıt da getirsen, gerçekleri örtbas eden kimseler, kesinlikle şöyle derler: “Siz ancak boş şeylerle uğraşıyorsunuz.”
59. Kur’an bilgilerini, öğrenmemekte, anlamamakta direten kimseler, kalplerini Allah’a, işte böyle kapatırlar.
60. Şimdi sen güçlüklere karşı mücadelene devam et. Kuşkun olmasın ki, Allah’ın sözü, bilgisi gerçektir. Gerçekleri anlamamakta, öğrenmemekte diretenler, sakın, seni gevşekliğe sevk etmesin.