ŞŪRA (Danışma) SURESİ

İniş Sırası: 62
ŞŪRA (Danışma) SURESİ
Sure No: 42
Bismillahirrahmanirrahîm

Esirgeyen, Bağışlayan Allah’ın Adıyla…

1-2. Hã, Mîm, Â’yn, Sîn, Kâf.
3. En güçlü ve tüm varlığa hakim olan Allah, sana ve senden önceki kimselere de gerçekleri, işte böyle bildirir.
4. Göklerde ne varsa ve yerde ne varsa tümü O’na aittir. O, öyle uludur; öyle büyüktür.
5. Sanki göklerdekiler, O’nun yüceliğinden dolayı, tir tir titrerler, evrende var olan tüm güçler, O’nu noksan sıfatlardan arındırırlar, Rablerinin koyduğu yasaya göre hareket ederler ve yeryüzündekiler için görevlerini aksatmadan yaparlar. Gözünüzü açın! Allah, odur ki, tüm varlığı yoktan var eden ve esirgeyendir.

6. Allah’ı bırakıp da başkalarını evliya edinen kimseleri, bizzat Allah gözetlemektedir. Sen onların üzerine bir vekil değilsin.
7. İşte, Biz sana kolayca anlaşılır bir Kur’an vahyettik ki senin cahiliye inançlarını esas kabul edenleri ve onların etrafındaki kimseleri uyarman ve gelmesinde asla kuşku olmayan toplanma gününü de haber vermen için. O gün bir grup huzur ve mutluluk içindedir; bir grup da can yakıcı sıkıntılar içindedirler. 722
8. Eğer Allah isteseydi elbette onları tek bir inanç toplumu olarak oluştururdu. Fakat O’nun rahmetini anlamak isteyen kimseler, o tarafa dahil olur. Şirk koşarak kendisine yazık eden kimselere gelince, elbette onlar için bir veli ve bir yardımcı yoktur.
9. Yoksa, onlar Allah’tan başka evliya mı edindiler? Halbuki veli Allah’tır Ölüleri O diriltir ve O her şeye güç yetirendir.
10. Siz bir konu hakkında anlaşmazlığa düştüğünüzde, onun gerçeğini Allah’ın Kur’an’ında arayın. İşte benim Rabbim olan Allah’ın Kitabı odur. Ben O’na güvendim ve O’na yöneldim.
11. O, gökleri ve yeri hiç yoktan yarattı ve O, kendinizden ve hayvanlardan eşler kıldı. Böylece siz O’nun koyduğu düzen içinde üreyip çoğalıyorsunuz. Ama O, hiçbir şeye benzemez. O, en iyi işiten ve en iyi görendir.
12. Göklerin ve yerin hazinelerinin anahtarları O’ndadır. O, çalışıp isteyene rızkı bol verir, çalışmayandan da kısar. Kuşkusuz Allah, her şeyi en iyi bilendir.
DİNİN ORTAK DEĞERLERİNİ AYAKTA TUTMAK
13. Dinden / varoluş düzeninden Nûh’a tavsiye edilen şeyler, sizin için de kural haline getirildi, ki, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya da aynı şeyleri
tavsiye ettik, sana da aynı şeyleri vahyediyoruz. Şöyle ki: Dini dosdoğru anlayın ve anlatın, onda ayrılığa düşmeyin. Fakat senin onları çağırdığım bu gerçek, ortak koşanların çıkarlarına ters geldi, onlar bu gerçeklere uymadılar Artık dileyen kimse Allah’ın gerçeklerini seçer, ona yönelir. Her şeyiyle O’na yönelen kimselere de gerçekten ulaşmak vardır.

14. Sırf aralarındaki kıskançlık yüzünden, kendilerine gelen ilmi anlayamadılar, sonra da ayrılığa düşüp bölündüler. Eğer önceden onlara gelen Rabbinin kelimelerini yok saymasalardı, elbette onlar aralarında gerçeklere icabet ederlerdi. Elbette onlardan sonra da kitabın gerçeklerine kuşkular içinde kalanlar olacaktır.

15. Sen çağrına devam et ve emrolunduğun gibi, dinin evrensel kurallarını dosdoğru tebliğ et; ortak koşucuların arzularına, telkinlerine uyma ve onlara de ki: “Ben, Allah’ın indirdiği her kitaba iman ettim ve ben aranızda adil bir şekilde davranmakla emrolundum Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Hepimiz kendi yaptıklarımızdan sorumluyuz. Bu yüzden bizimle sizin aranızda tartışmayı gerektirecek hiçbir sebep yoktur. Allah bizi bir araya topladığı gün, aramızdaki anlaşmazlığı çözecektir. Sonunda dönüş O’nadır.
16. Elçinin bildirdiği bu gerçeklerden sonra, hâlâ, Allah’ın buyrukları hakkında tartışanların kanıtları, Rableri yanında geçersizdir. Üstelik onlara bir ceza ve çetin bir azap vardır.
17-18. Gerçekleri açıklayan kitabı ve adalet ölçüsünü indiren Allah’tır. Kıyametin kopacağına inanmayanlar, onun hemen gelmesini senden istiyorlar. Kıyametin kopuş zamanını sen nereden bileceksin; belki de onun kopuş zamanı çok yakındır. Kıyâmetin kopacağına inananlar, ondan kaygı duyarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. Dikkat edin! Kıyametin kopacağı hakkında kuşku duyanlar, çok büyük bir yanılgı içindedirler.
19. Allah kullarına çok cömerttir ve O, dünyada, çalışan herkese ayırım yapmadan karşılığını verir. Allah çok güçlüdür ve mutlak galiptir.
20. Kim ahiret için bir üretim yaparsa, onun üretimini arttırırız. Kim de sadece dünya için yatırım yapmak isterse, ona da veririz, ancak onun ahirette bir payı olmaz.
DİNE İLAVE YAPMAK AZAPTIR
21. Yoksa, Allah’ın dininde olmayan şeyleri din yapan, onların ortakları mı var? Eğer Allah’ın erteleme konusunda daha önce verilmiş bir sözü olmasaydı, onlar arasında elbette karar verilirdi. Hiç kuşkusuz. Allah’ın dinini karartanlara acı bir azap vardır. 723

22. Yaptıkları bu yanlışlar tepelerine inerken, Allah’ın dinini karartanların korkudan titreştiklerini görürsün. İnanıp, iyi ve güzel işler üretenler ise, huzur ve mutluluk içindedirler. Onlar Rableri katında diledikleri her şeyi alırlar. İşte bu, en büyük lütuftur.

23. İşte bu Allah’ın kullarına müjdesidir ki, Allah, iyi ve güzel işler üreten kullarına müjdeliyor. De ki: “Ben sizden, tebliğ ettiklerim karşılığında bir ücret istemiyorum. Sadece birbirinize sevgiyle yaklaşmanızı istiyorum.” Kim birbirine güzel ve sevgiyle yaklaşırsa, Allah onun sevgisini daha da artırarak güçlendirir. Kuşkusuz Allah bağışlayandır, yapılanların karşılığını takdir edendir.
24. Yoksa onlar, Allah hakkında bir yalan mı uydurdu diyorlar? Eğer öyle bir şey olsa senin de kalbini mühürleyiverir ve o asılsız sözleri yok eder ve kendi kelimeleriyle hakkı gerçekleştirir. Muhakkak ki O, gönüllerdeki en gizli şeyleri bilir.
25. O ki, kullarının tövbelerini kabul eden, günahlarını bağışlayan ve yapmakta olduğunuz şeyleri bilendir.
26. O, inanıp, iyi ve güzel işler üretenlerin çağrısına yanıt verir ve lütfundan onların iyiliklerini daha da arttırır. Allah’ın ayetlerini görmezlikten gelenlere ise, çok şiddetli bir ceza vardır.
27. Eğer kulların yaşamaları için gerekli olan rızkı Allah geniş tutsaydı, yeryüzünde daha çok taşkınlık içinde olurlardı. Fakat her şey bir ölçü ile sunulur, O’nun dilediğinden başka bir şey yoktur. Muhakkak ki O, kullarının durumunu en iyi bilendir, çok iyi görendir.
28. Bundan sonra ümitsiz olmayın, kullarına rahmetini sunan O’dur ve O’nun rahmeti geniştir. Dost olan ve her türlü övgüye layık olan O’dur.
29. Gökleri ve yeryüzünü yaratması ve oralarda irili-ufaklı, çeşit çeşit canlıdan yaratıp yayması, O’nun varlığının delillerindendir, dilediği zaman bunları bir araya toplamaya da gücü yetendir,
BAŞA GELEN FELAKET
KİŞİNİN KENDİ YAPTIĞININ KARŞILIĞIDIR
30. Sizin başınıza gelen her felaket, kendi ellerinizle yaptıklarınızın bir sonucudur. Bununla birlikte birçoğunu da Allah affediyor.

31. Siz yeryüzünde Allah’ı aciz bırakamazsınız. Sizin Allah’tan başka bir dostunuz ve yardımcınız da yoktur.

32. Suya koyduğu yasa gereği, denizde dağlar gibi akıp giden gemiler de Allah’ın varlığının ve gücünün işaretlerindendir.

33. O, isterse rüzgârı durdurur / suya koyduğu yasayı kaldırır, o yelkenli gemiler suyun üzerinde hareketsiz kalır veya suyun dibine batar. Bunda her çaba gösteren ve elde ettiği nimetlerin karşılığımı ödeyen kişi için dersler vardır.

34-35. Yahut yaptıkları kötülükler yüzünden geminin içindekileri yok eder; birçoğunu da kurtarırız ki, ayetlerimiz hakkında tartışanlar, kendileri için kaçacak bir yer olmadığını anlasınlar.
36. Size verilen her şey, sadece dünya hayatının geçici kazanımlarıdır. Ama içtenlikle inananlar ve Rablerine güvenenler için, Allah’ın yanında bulunanlar daha kalıcıdır.
ŞÚRA (DANIŞMA)
37. Onlar ki, büyüklenmekten, günahlardan ve haddi aşmaktan kaçınırlar ve öfkelendikleri zaman öfkelerine hakim olurlar, onlar affedicidirler.
38. Onlar hep Rablerine icabet ederler ve hep Hakka bağlılık bilinciyle hareket ederler, onlar işlerini aralarında şûrâ ile / toplanıp konuşarak, ortak bir karar alarak yaparlar. Onlar kendilerine verilen nimetlerin sahibini bilip paylaşım yaparlar.
39. Onlar, başlarına bir şey geldiğinde, bir saldırıya uğradıklarında onu defetmede birbirleriyle yardımlaşırlar.
40. Kötülüğün cezası ona denk bir cezadır, ancak kim affederse ve yanlışı düzeltirse onun ödülü Allah’a aittir. Muhakkak ki, haksızlık yapanlarda Allah sevgisi yoktur.

41. Kim yardım eder görünür, sonra da haksızlık yaparsa, işte onlar kendi aleyhlerine bir yoldadır.

42. İnsanlara haksızlık eden kimselerin gittiği yolda gidenler ve yeryüzünde haksızca zorbalık yapanlar, işte onlar, acı bir azapla cezalandırılır.

43. Fakat her kim güçlüklere karşı göğüs gerer ve bağışlayıcı olursa, işte bu en onurlu işlerdendir.

44. Kim bile bile Allah’ın yolundan saparsa, artık bundan sonra, onun için bir dost, bir yardımcı yoktur; bir koruyucu da yoktur. Onlar ağır cezaya çarptırıldıklarında, bu sefer de; “Bize bir şans daha yok mu?” dediklerini görürsün.

45. Onların aşağılanmış ve başları yere eğilmiş vaziyette acı veren bir sıkıntı içinde, göz ucuyla çevrelerine bakındıklarını görürsün. Güven içinde olanlar da, onlara bakarak; “Hem kendilerine hem ailelerine yazık ettiler. Ama gerçek kayıp, kıyamet gününün kaybıdır. Kendilerine yazık etmiş olanlar sürekli bir azaba mahkum olmuştur.” derler.
46. Onlara, Allah’tan başka yardım edecek bir dostları da yoktur. Allah’ın yolundan bile bile sapmış bir kimseye, bir yol göstermek de imkânsızdır.
47. Allah tarafından geri çevrilmesi asla olmayacak bir gün gelmezden önce, Rabbinizin buyruklarına uyun; onları göz ardı etmeyin. O gün sığınacak bir yeriniz olmayacak. Yaptıklarınızı inkâr etmek de mümkün olmayacak.
48. Bundan sonra eğer gerçeklerden yüz çevirirlerse, biz seni onlar üzerine bir koruyucu olarak göndermedik. Sana düşen sadece duyurmaktır. Biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman onunla sevinir, ama kendi yaptıklarının bir sonucu olarak başlarına bir kötülük gelse, o zaman da insan hemen gerçekleri görmezlikten gelir.
49-50. Göklerin ve yerin yönetimi Allah’ındır. Allah dilediği her şeyi yaratır. Dilediğine kız çocuk, dilediğine de erkek çocuk verir. Yahut hem erkek hem kız olarak verir. İstediğini de kısır kılar. Allah en iyi bilendir, her şeye güç yetirendir.

51. Allah’ın bir beşerle yüz yüze konuşması olmaz. Ancak bir vahiy yoluyla varlık perdesinin arkasından, izniyle seçtiği bir elçiye dilediği şeyi vahyeder. Kuşkusuz O, ilmiyle yücedir ve tüm varlığa hakimdir.

52.İşte böylece, biz sana da kendi işimizden olan bir Ruh / bir Kur’an vahyettik. Sen daha önce kitap nedir, iman nedir bilmezdin biz o Kur’an’ı, inanmak isteyen kullarımızı doğruya ulaştıran bir ışık kıldık. Sen elbette dosdoğru bir yola kılavuzluk ediyorsun. 724

53. Göklerde ve yerde bulunan her şeyin sahibi, Allah’ın dosdoğru yoluna kılavuzluk ediyorsun. Aklınızı başınıza toplayın! Kesinlikle tüm varlıkta her an var olan işleyiş, Allah’a aittir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı. İlk yorum yapan sen ol.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir